glød Turco
4 traducciones
| Traducción | Contexto | Audio |
|---|---|---|
|
común
🇳🇴 Solen gikk ned og himmelen ble til en glød av rødt og oransje.
🇹🇷 Güneş battı ve gökyüzü kırmızı ve turuncu bir parlaklıkla doldu.
🇳🇴 Etter lang tid med hardt arbeid, var han fylt av en glød av tilfredshet.
🇹🇷 Uzun bir çalışma süresinden sonra, bir memnuniyet parıltısıyla doldu.
|
formal | |
|
común
🇳🇴 Lampen ga en varm glød i rommet.
🇹🇷 Lamba odada sıcak bir parlaklık sağladı.
🇳🇴 Hun følte en glød av varme i kroppen etter treningen.
🇹🇷 Egzersizden sonra vücudunda bir sıcaklık parıltısı hissetti.
|
uso cotidiano | |
|
formal
🇳🇴 Hendelsene i historien fikk byen til å gløde av liv og håp.
🇹🇷 Tarihteki olaylar şehri canlılık ve umutla parlatıyordu.
🇳🇴 Hun hadde en glød i øynene som avslørte hennes indre lidenskap.
🇹🇷 İç tutkusunu ortaya koyan gözlerinde bir parlaklık vardı.
|
literario | |
|
raro
🇳🇴 Himlen var fylt med en intens glød av rød
🇹🇷 Gökyüzü yoğun bir kızıl parlaklıkla doluydu.
🇳🇴 Hennes ansikt hadde en glød av ungdommelighet
🇹🇷 Yüzünde gençlik parlaklığı vardı.
|
literario |